{ "title": "Çocuk Psikolojisi", "image": "https://www.psiko.gen.tr/images/cocuk-psikolojisi.jpg", "date": "19.01.2024 19:39:51", "author": "orhan alem", "article": [ { "article": "Çocuk psikolojisi, çocuk yetiştirmeyi bir sanat olarak görüyorsanız çok önemsenmelidir. Çocuklar doğuştan şaheser olmuyorlar. Bir heykeltıraşın harcı ne türlü şekillendirdiği tabi ki vakit, emek ve ayrıntılarda gizlidir. Çocuklarımız da bizim harcımız ve hamurumuz; ne türlü şekil vereceğimiz bizim elimizde. Bu, tüm zamanımızı ona vererek de her istediğini yerine getirmekle de olmaz. Çocuklar da doğuştan inatçı olmazlar. Pek çok anne babanın en önemli yanılgısı, sorunu çocuklarda görmeleri, kendilerine dönemleridir. Anne ve baba olmak ayrı bir ruhi durumu temsil etmekte. Bilhassa, anne-babanız hayattaysa, bununla birlikte çocuksunuz, bununla birlikte da bizzat çocuğunuz var. Bu çeşit bir çelişkiyi de getiren bir ruh durumu içerisindesiniz.

Bağırmak Hırçınlaşmayı Getirir

Çocuklar, 2.5 yaşlarından sonra ağır ağır bağımsızlaşmaya ve kendi kendilerine bir şeyler yapabildiklerini anne babalarına göstermek isterler. Bu nedenle her sorulan ve söylenilene 'hayır' diye cevap vermeye başlarlar. Şayet onların bu gelişme sürecini bilirsek, onlara ne türlü davranacağımızı da iyi belirleyebiliriz. Başka bir deyişle onların yalnızca çocuk olduklarını düşünürsek, çocukça yaklaşılmayı hak ettiklerini de biliriz. 'Hayır' diyen bir çocuğa fazla sesle bağıran bir anne babadan, yalnızca istenilen yapılmadığında bağırılması gerektiğini öğrenebilir ve daha çok hırçınlaşabilir.

'Hayır' Derken Alternatif Sunun

Çocukların her istediğini yapmanız çocuğunuza bir şey kazandırmazken, hatta çok fazla şey kaybettirebilir. Hoşnutsuz ve sorumsuz çocuklar yetiştirmiş oluruz. Bu özelliklerinden vazgeçmeleri ve 'hayır' demelerini önlemek içinse, onlara seçenekler sunabiliriz.

Tutarsızlığa Dikkat

Ayrıca söylediğimiz şeylerin gerçekçi ve meblağlı meydana gelmesine uyarı etmeliyiz. Başka bir deyişle söylediysek kesinlikle uygulamaya geçirmeliyiz. Aksi halde ne olacağı ihtimalini biliyor olmalısınız hem yemeğini yemeyen hem de bilgisayarın başından kalkmayan bir çocuk düşünün. Onların yaptığı normal. İsteklerini yaptırmak amaçlı sınırları sonuna kadar zorluyorlar, yaptırdıklarını fark ederlerse de dur durak bilmiyorlar. Üzgün olduğunuz zaman kızgınlıkla söylediğimiz şeylerin, verdiğimiz cezaların neticesini unuturuz. Ne var ki evlatlarınız unutmaz, o tutarsızlığı yakaladılar mı bırakmaz. Her şeyden ziyade zaman zaman soruyor musunuz kendinize, 'ben iyi bir örnek olabildim mi' diye? Ona yanlış yaptığında üzüldüğünüzü söylemeniz, onun ne sezdiğini sormanız çok önemlidir ve empati kurmasını olanağı sağlar. Başka bir deyişle belki de bazen biz inatçı oluyoruzdur. Dışarı çıkmak amaçlı ısrar ederken, biz de çıkmasın diye 'hayır' deyip kestirip atıyoruzdur. Çocuğun odanıza kapıyı vurmadan girmesini istemiyorsanız, siz de kapıyı vurarak girmeli, ona hürmet duyduğunuzu, onun da hakları olabileceğini göstermelisiniz. Tüm bunların hemen, çocuğa onay görmeyen şey çok fazla iyi izah etmiş olmalı. Genç sebep o tutumu yapmaması gerektiğini bilmeli, bizzat dünyasına yönelik yorumlayabilmeli.

Başkasına Şikâyette Bulunmayın

Çocuklarınıza başkalarının yakınında ya da birileri olmaksızın negatif yakıştırmalar yapmanız çok riskli. \"Çocuğum çok fazla yaramaz ne desem boşa. Dışarı çıkış diyorum yok, ders çalış diyorum boş. Öyle dağınık ki müdahale etmesem kendimi kaybedeceğim\" benzeri cümleleri kullanmanız, çocukların da bu nitelikleri onaylaması olanağı sağlar ve değişimi önler. Anne baba aracılığıyla duyulmadığını ve anlaşılmadığını hisseden her birey isteklerini duyurabilmek ve anlaşılmak amaçlı ya çok fazla ağlar ya da çeşitli biçimlerde saldırganlaşıp kayıp vermeyi arzu eder.

" } ] }