{ "title": "Şizoid Kişilik Bozukluğu", "image": "https://www.psiko.gen.tr/images/sizoid-kisilik-bozuklugu(1).jpg", "date": "20.01.2024 13:10:41", "author": "Zübeyde Taşpınar", "article": [ { "article": "
Şizoid Kişilik Bozukluğu, rahatsızlığı olan hastalar diğer insanlarla yakınlaşarak ilişki kurmaktan ve topluma girmekten çekinirler. Bu hastaların kişilik yapıları özellikle duygusal bakımdan yalnız, içe dönük, oldukça soğuk ve karşısındaki kişilere karşı oldukça mesafelidir. Bu yüzden diğer kişilerle bir arada bulunmaktan zevk alamazlar ve özellikle yalnız yaşamayı arzu ederler. Ayrıca olası duygularını saklayarak sosyal hayata dahil olmayarak, eğlenmekten ve iyi vakit geçirmekten kaçınırlar. Onlar için en yakın kişiler yalnızca birinci derecede olan yakın akrabalarıdır ve şizoid kişilik bozukluğu olan hastaların içe kapanık durumlarından dolayı sevinç veya üzüntülerini dışarıdan anlamak oldukça güçtür. Bu yüzden kendilerini hayattan soyutlayarak yaşamlarını sürdürürler.

Şizoid kişisel bozukluğu hastalığında hastalar yaşamları süresince ilişkilerinde önemli ölçülerde çekingenlik yaşamakta ve bu yüzden yakın ilişkiler içine girmekten olabildiğince çekinmektedirler. Ayrıca sosyal çevrelerden uzak durma, duygularını ifade etmekte başarılı olamama şeklinde belirtiler sergilerler. Bu hastalık kişilerde gençlik çağlarında başlayarak birçok değişik koşullar nedeni ile meydana gelmektedir. Genel olarak bu hastalar içe dönük ve oldukça soğuk bir mizaca sahiptirler. Davranış ve hareketlerinde ilgisiz olduğu kadar da uyuşuk bir duruşlarının yanı sıra kesinlikle göz temasından kaçınarak uzak dururlar. Şizoid kişisel bozukluğu var olan kişiler yaşamın bir parçası olarak kabul edilen yaşanan problemlere hiçbir tepki göstermeyerek tamamıyla pasif bir şekle girerler. Bu hastalar yalnızca birinci dereceden olan yakın akrabalarıyla diyaloğa geçerler. Bu yüzden toplumsal becerilerde yetersiz kalırlar. Çevrelerindeki kişilerle iletişim kurmadıklarından dolayı farklı hobiler edinirler ve kendileri hakkında yapılan eleştirilere karşı oldukça ilgisiz kalırlar. Ancak yaptıkları işlerde başarı sağlayabilmelerinin yanı sıra odaklandıkları bir tek konu üzerinde çalışmalarını sürdürürler. Karşı cinse ilgileri yoktur ve bu yüzden evliliğe sıcak bakmazlar. Ayrıca dışarıya kapalı olan duygularını kendi içlerinde yoğun bir şekilde yaşarlar. Kendilerine sorulan sorulara cevapları oldukça kısadır ve bu yüzden ne istedikleri de başkaları tarafından anlaşılamaz. Şizoid kişisel bozukluğu rahatsızlığı olan hastaların genellikle hafızalarının iyi olmasının yanı sıra stres altında oldukları vakitlerde kısa süreli gelişen psikotik dönemlere girerler.

Şizoid Kişisel Bozukluğa Meydana Getiren Sebepler Nelerdir?

Şizoid kişisel bozukluğun sebebi kişinin çocukluk çağlarına kadar inmektedir ve bu çağlarda soğuk, duygusuz, sevgisiz ve ilgisiz ortamlarda kalan bu çocuklar özellikle ilerleyen yaşlardaki ilişkilerinde özellikle bağlantıların kendisi için gerekli olmadığı şeklinde bir düşünceye çıkmazına sahip olurlar. Genel olarak aile içindeki ilişkilerin soğuk ve bozuk yaşanmasından dolayı tek başına oldukça yalnız geçen çocukluk geçirenlerde meydana gelen bir hastalık şeklidir. Bu konu hakkında yapılan incelemeler çocukluk döneminde duygu ve sevgi yönünden oldukça fakir ilişkiler geçirmiş kişilerde sıklıkla şizoid kişiselbozukluğa rastlanmaktadır. Bu nedenle anne veya babanın duygusal açıdan sorumsuz olmaları ve çocukla oldukça bozuk ilişkiler yaşamaları şizoid bireylerinin sıklıkla yetişmesine neden olmaktadır.

Şizoid kişisel bozukluğu hastalığı genel olarak erkeklerde bayanlara karşılık daha fazla rastlanan bozukluk, uzun süreli devam etse de tedavi altına alındığında iyileşme sağlanarak ömür boyu sürmeyebilmektedir. Bu bozuklukta yapılması gerekli tedavi şekli psikoterapi olmaktadır ve bu hastalıkla karşı karşıya kalan hastalar genellikle kendi arzularıyla tedaviye başvurmazlar. Ancak yakınlarının ısrarıyla tedavi altına alınan hastalar gittikleri terapiste güven sağladıklarında, kendi yaşamları konusunda iç dünyasında yaşadıkları duygu ve düşüncelerini anlatmaya çalışırlar. Uygulanan bu tedavinin amacı hastanın anlamlı ve düzgün ilişkiler sağlayıp sağlayamayacağı hakkında tespit edilir. Böylelikle hasta kişinin korkuları ve istekleri belirli hale getirilir ve hastanın uygulanan terapiye önem vermesi halinde neticeye varmak da oldukça kolay olur.

" } ] }