{ "title": "Somatoform Bozukluklar", "image": "https://www.psiko.gen.tr/images/somatoform-bozukluklar.jpg", "date": "21.01.2024 02:19:08", "author": "Meftune Akpolat", "article": [ { "article": "
Somatoform bozukluklar, hastalık hastalığı olarak da bilinen somatoform hastalıklarının nedeni tam olarak bilinmemektedir. Hastada bedensel ağrılar, kaygılar şeklinde görülür. Çocukluk döneminde yaşanan bir travma ya da genetik olarak ortaya çıktığı düşünülen hastalık, tek bir rahatsızlık değil birçok grubu içine alan bir rahatsızlıktır. Tüm gruplar içinde ortak nokta sebebi açıklanamayan bedensel rahatsızlıklardır. Ağrı bozuklukları, hastalık hastalığı, konversiyon, vücut dizmorfik bozukluğu ve kronik yorgunluk gibi pek çok farklı başlıklarda değerlendirilir. Çoğu kişi zaman zaman bedensel olarak bazı şikâyetlere maruz kalabilir. Fakat bu şikâyetler somatoform bozukluğunun varlığı anlamına gelmez. Somatoform bozukluktan söz edebilmek için bedensel şikâyetlerin uzun süredir devam etmesi, bu şikâyetler nedeniyle kişinin yaşam kalitesinin düşmesi ve bu şikâyetlerin tıbbi olarak açıklanamaması gerekir.

Somatoform bozukluk nasıl oluşur?

Somatoform bozukluklar farklı şekillerde ve değişken olarak ortaya çıkabilir;

Konvarsiyon bozukluğu, psikolojik olarak ataklar geçirme durumudur. Ataklar, bayılma, uyuşukluk, denge kaybı, kol ve bacak tutmaması, titreme, çift görme, ses çıkaramama, duyma kaybı, körlük ve his kaybı şeklinde oluşur. Kişi kendi ile çatışması haricinde çevredeki insanlar ile de çatışma halindedir. Konversif ataklar ile kişi bu çatışmalardan belli bir süre kurtularak rahatlayabilir. Kadınlar erkeklere göre daha riskli gruptur. Birinci derecede akrabalarda böyle sorunlar varsa görülme olasılığı artar. Ruhsal, cinsel ya da fiziksel travmalara maruz kalanlarda olasılık daha fazladır. Epilepsi hastalığı ile karıştırılır ve tedavi planlaması epilepsi hastalığına yönelik yapılmaya çalışılır. İdrar kaçırmanın olmaması, nöbetin yavaş başlayarak uzun süre devam etmesi, stres ile ilişkisi olması, atakların başkalarının yanında gerçekleşmesi, atak sonrasında bilincin çabuk iyileşmesi, kullanılan epilepsi ilaçlarından yanıt alınamaması, atak esnasında fiziksel yaralanmanın olmaması ve garip davranışların olması epilepsi hastalığından ayrıştırılır. Bu tür hastalar ataklar anında etrafı duyduklarını, olup bitenin farkında olduklarını ancak yanıt veremediklerini belirtir. Tedavi ilaç ve psikoterapi ile yapılır. Problemlerle başa çıkma, sorunları çözme gibi psikoterapiler tedavide önemlidir. Bunların haricinde psikodinamik ve bilişsel davranışçı terapi tedavinin önemli parçalarındandır.

Ağrı bozukluğu, vücudun herhangi bir yerinde devamlılığını koruyan ağrılar şeklinde görülür. Kişinin tarif ettiği ağrılar sinirlerin vücuttaki dağılımına terstir. Sürekli doktor ziyaretleri yapılmasına rağmen ağrılar bir türlü ortadan kalkmaz. Beraberinde günlük hayatta fonksiyon kaybı ve bedensel duyumlar oluşur. Hastanın örneğin belinde ağrı vardır ve bu ağrının bir türlü geçmemesinden yakınır. Bu hasta bir kaleci ise iş verimi düşerek maçlara çıkamaz hale gelir. İlaç tedavisi ile psikoterapi uygulanır.

Hipokondriyak hastalarda ise devamlı ciddi bir hastalığa yakalanma endişesi vardır. Bu endişe nedeniyle kişi büyük zamanını sağlığı ile alakalı konuları çözmek için harcar. Süreli doktor başvurusu, ileri tetkikler hastalığın belirtileri arasındadır. Örneğin hasta devamlı kansere yakalanma korkusu ya da kalp krizi geçireceği korkusu yaşar. Yapılan tetkikler sonucunda bir müddet rahatlasa da belli bir süre sonra aynı korku tekrar hâkim olur. Hasta bazen pahalı ve riskli tetkileri zaman zaman yaptırabilir. İlaç tedavisi ile psikoterapi tedavi yöntemi olarak kullanılır.

Beden dismorfik bozukluk, Gerçek bir sebep olmamasına karşın fiziksel görüntü üzerinde hastanın sürekli uğraşması ile karakterize bir bozukluktur. Kadın ve erkeklerde aynı oranda görülebilir. Erken yaşlarda görülmeye başlayan bir rahatsızlıktır. Hasta üzerinde gerçekleşen operasyonlar ya da girişimler hastayı tatmin etmez. Hastanın yüzü, kasları, cinsel bölgesi, burnu ve saçları ile ilgili takıntıları vardır. Hastalık belli bir dönem düzelirken tekrar yerini alabilir. İlaç tedavisinin çok dikkatli ve düzenli uygulanması gerekir. Ayrıca ilaç tedavisine ek olarak psikoterapi hasta için şarttır.
" } ] }