Agorafobi ve Paniğin Tarihçesi

Agorafobi ve Paniğin Tarihçesi, İnsan sağlığı ile ilgili yazılı kayıtlar incelendiğinde Agorafobi ve Paniğin ne olduğunu ilk kez açıklayan kişinin Amerikalı bilim adamı Robert Bunkon olduğu görülür. Robert Bunkon tarafından yazılan 1421 yılında "the anatomy of melancholy " isimli kitabında anksiyete (Ölüm korkusu) atakları ve agora fobik kaçınma hareketlerinden bahsetmiştir.
Robert Bunkon kitabında;

Psikolok davranış bozukluklarından olan agora fobi ve panik atak bazı ortamlardan kaçınma, buralarda bulunmaktan çekinme, tren, uçak gibi ulaşım araçlarına binememe vb. Korkular yaşanabilir. Esasen korku insanı tehlikeli durumlara karşı tedbirli olunması için uyaran önemli bir reaksiyondur. Fakat agora fobi ve panik atak da günlük yaşantıyı olumsuz etkileyecek kadar dikkat edilmesi gereken bir hastalıktan bahsetmektedir.

Sigmund Freud tarafından 1894 yılında bilim adamı Heckırer'ın çalışmaları yorumlanmış, günümüz tıp Dünyasının kullanmış olduğu Anksiyete Nevrozu tanımı ortaya çıkarılmıştır. Freud bu hastalığın bunaltıdan farklı özelliklere sahip olduğunu iddia etmiştir. Freud'un yorumladığı anksiyete nevrozundaki belirtilerden dokuz tanesi panik atak rahatsızlığının belirtilsi olarak görülmektedir.

Da Costa isimli bilim adamı 1971 yılında yaptığı çalışma ile "İrritabl kalp" sendromunun nedenlerini araştırmış ve bulgular eşliğinde tanımını yapmıştır. Bu tanımlamaya göre; panik atak ve agora fobi yaşayan kişilerde ataklar başladığında;
  • Mide ağrısı,
  • Titreme,
  • Nefes alamama,
  • Mide bulantısı,
  • Çarpıntı,
  • Tansiyon yükselmesi,
  • Soğuk terleme,
  • Vücut ısınması görülebilir.
Bu rahatsızlıkları yaşayan insanlar delireceklerini, kontrolün ellerinden gideceğini, çıldıracaklarını ve böylece öleceklerini zannederek yaşarlar, ataklar belirle zaman aralıklarında meydana geldiğinden hekime yapılan başvurularda hekim tarafından belli bir tespit yapılamamaktadır.

1905 yılında tıpta yeni gelişmelerin yaşandığı dönemlerde göğüs ağrısı, asabiyet, çarpıntı, soluk alıp verememeden yakınan hastalar üzerinde yapılan araştırmalarda bunaltı veya anksiyete anlamın da kullanılan"kalp nevrozu" terimi psikiyatri kliniklerinde kullanılmaya başlanmıştır. Savaş zamanı daha çok askerlerde ortaya çıkan bu hastalık kimi zamanda zor durumda kalan sivil vatandaşlarda meydana gelmektedir. Sol göğüs altında ağrı, nefes kesilmesi, tansiyon yükselmesi, çarpıntı ve performans düşüklüğü semptomlar arasında yer almaktadır.

1914 - 1918 yılları arasında Birinci Dünya savaşına katılan askerlerde görülen davranışsal bozuklukları Lewis isimli davranışsal bilim uzmanı Asker kalbi olarak ayrı bir yorum katmıştır. Bu tanımlamaya göre aşırı heyecan, çarpıntı ve göğüs sıkışmasının meydana gelmesi belirtiler arasında sayılmaktadır. Bu durum bayanlarda görüldüğünde ise "efor sendromu" ismi verilmiştir.

Tıbbi çalışmaların ilerlemesi ile Lewis'in asker kalbi olarak tanımladığı rahatsızlığa çeşitli klinikler tarafından 1972 yılından itibaren nüro sirkulatuvar asteni ismi verilmeye başlanmıştır. Amerika Psikiyatri Birliği Anksiyete, Agafobi ve panik atak rahatsızlıkları ile ilgili gelişmeleri bir yayında toplayarak ayrı bir bölüm olarak DSM-3 isimli kitapta yer vermiştir.

Agorafobi ve Panik Atak'ın Tarihsel gelişimde tedavi yöntemleri nelerdir?


Önceleri hastaların kendini kontrol altında tutabilmesi için egzersiz yöntemi benimsenirdi. Bu egzersizler yapılırken hastanın davranışları gözlenirdi, Egzersizler kaygı endişe gibi panik atağı neden olabilecek davranışları kapsamaktaydı. Böylece hasta panik atak sırasında nasıl davranacağı hakkında uzmandan bilgi alırdı. Bu tedavi yöntemleri halen kullanılmaktadır. Panik atak tedavisinde bir sonraki aşama; korkuların üzerine gitme, karşılaşma, gerginliğin aşılması için terapiler uygulanmaktadır, Ayrıca agorafobi ve panik atak için aşağıdaki yöntemler de uygulanmaktadır. Uygulamadan önce sorunun hangi tür psikolojik davranış olduğu konusuna açıklık getirilmesi gerekir.
  • İlk olarak psikoterapi,
  • Relaksasyon uygulamalardır,
  • Grup olarak uygulanan terapiler,
  • Sorunun üzerine gitme,
  • İlaç uygulaması,
  • İmajinasyon.
Tedavi yöntemlerinin sabırla uygulanması sonucu olumlu sonuçları görülmektedir. Günümüz tedavi yöntemlerinde bu egzersizlere ek ilaç tedavisi benimsenmiştir.
23.01.2024 03:30:07
Agorafobi ve Paniğin Tarihçesi ile ilgili bu madde bir taslaktır. Madde içeriğini geliştirerek Herkese açık dizin kaynağımıza katkıda bulunabilirsiniz.

Sayfayı Düzenle

Agorafobi ve Paniğin Tarihçesi Yorumları

Kırmızı sayıyı girin

0 Yorum Yapılmış "Agorafobi ve Paniğin Tarihçesi"
Kayıtlı yorum bulunamadı ilk yorumu siz ekleyin

Pedofoli

Pedofoli, Son zamanlarda oldukça sık duyduğumuz yetişkin bir bireyin çocuklara yönelik cinsel arzu halk dilinde sübyancılık ve sapıklık demektir. Sorunl...
Devamını Oku

Ayak Fetişizm

Ayak fetişizm, Fetiş kutsal sayılan ya da şans getirdiğine inanılan varlık anlamına gelmektedir. Bu kimi zaman nesne ya da aksesuar olarak kullanılırken; kim...
Devamını Oku

Hipopituitarizm

Hipopituitarizm hastalığı, insanlarda hipofiz bezlerinde meydana gelen problemler nedeniyle oluşan bir hastalıktır. Aslında bu hastalığa direk olarak hipofiz...
Devamını Oku

Ani Sinirlenme

Ani Sinirlenme, Ani sinirlenme insanın elinde olmayan sebepsiz yere olan bir durumdur. Bir anda gelişen ani sinirle vücuttaki adrenalin yükselir ve bu d...
Devamını Oku

Halüsinasyon

Halüsinasyon, diğer bir adıyla varsanı, gerçek hayatta var olmayan ancak kişilerin duyu organlarının herhangi biriyle algıladığını zannettiği durumların adıd...
Devamını Oku

Transseksüel

Transseksüel, kendini karşı cinse ait hissetme, karşı cinse benzeme eğilimi taşıyan kişilere transseksüel denir. Hem erkek hem de kadınlar için geçerl...
Devamını Oku

Kendi Kendine Konuşma

Kendi kendine konuşma, günümüz toplumumuzda direk olarak bir hastalık olarak görülmektedir. İnsanlar böyle bir insanı gördükleri zaman bu kişiye deli gözüyle...
Devamını Oku

İntihar

İntihar, insanın kendi öz benliği içinde, üstbenlik ile çatışması sonucunda oluşan kaygının eyleme dönüşmesidir. Eski çağlardan beri kendine zarar veren insa...
Devamını Oku

Kendine Zarar Verme

Kendine Zarar Verme, İnsanların kendilerine zarar verme eylemleri demek kendi bedenlerine ciddi hasarlar vererek ve vücudunun belirli yerlerine zarar ve...
Devamını Oku

Psikotik Depresyon

Psikotik depresyon özellikli bunalım, psikolojik bir rahatsızlıktır. Rahatsızlığın ilerleyen safhalarında depresif tabloda psikotik özellikler de görülebilir...
Devamını Oku

Akut Şizofreni

Akut Şizofreni, Şizofreni Türkçeye Yunanca olarak şizo (Schizein) ve akıl anlamına gelen frenos (Phren) kelimesinden gelir. Ayrık veya bölünmüş anlamına da g...
Devamını Oku

Fetişizm

Fetişizm, Kişinin normal insanlara göre cinsellik duygusu uyandırmayan birtakım nesnelere ilgi duyması ve bu ilgiyi saplantı haline getirmesi olarak tanımlan...
Devamını Oku

Delüzyonel Bozukluk

Delüzyonel Bozukluk, Kişide değiştirilemeyen kalıcı bazı düşünce ve davranışların yanlış olduğunun kesin bilinmesine karşılık düşüncelerinin doğru olduğuna i...
Devamını Oku

Konsantrasyon Bozukluğu

Konsantrasyon bozukluğu: Yaşadığımız toplumda neredeyse %30'unda konsantrasyon bozukluğu bulunmaktadır. Özellikle çocuklar ve gençlerde daha çok görülmektedi...
Devamını Oku

Megalomani

Megalomani, Sosyal psikolojinin alt dallarından olan megalomani insanın kendisini olduğundan fazla ve büyük görmek, eşdeğer insanlardan üstün görmenin m...
Devamını Oku

30 Yaş Sendromu

30 yaş sendromu, adından da anlayabileceğimiz gibi insanlarda 30'lu yaşlarda ve hatta bazı insanlarda 28 yaşında bile görülebilen bir sorundur. 30 yaş sendro...
Devamını Oku

Yalnızlık

Yalnızlık, Yalnızlık nadiren ya da kimi zaman insanın kendisini birçok etkinlikten koparmasıdır. Bir köşeye çekilme, diğer insanlardan uzaklaşma, işini ...
Devamını Oku

Bipolar Bozukluk Testi

Bipolar bozukluk testi, bipolar bozukluk tanısı koyabilecek herhangi bir psikolojik test, film çekimi, laboratuvar testi gibi tetkikler bulunmamaktadır. En d...
Devamını Oku

A Tipi Otizm

A Tipi Otizm, A Tipi Otizm yani atipik otizm, yaygın gelişimsel bozukluktur ve çocuk hakkında belirli bir teşhis konulamaması, ancak çocuğun birden fazl...
Devamını Oku

Ajitasyon

Ajitasyon, ruh bozukluğu sebepleriyle, çevredeki kişilerin davranış ve tutumlarına bağlı meydana gelen hem davranışsal hem de ruhsal heyecanlılık şeklinde ol...
Devamını Oku

 

Popüler İçerik
Pedofoli
Ayak Fetişizm
Hipopituitarizm
Ani Sinirlenme
Halüsinasyon
Son Forum Konuları
Beyincikte Denge Bozukluğu
Yardım Sayfaları
Tıbbi Sorumluluk Reddi  
Gizlilik Politikası  
Çerez (Cookie) Politikası
Güvenlik Politikası
Bizimle İletişime Geçin
Forumlar
Site Haritası
Feed
Sitede yer alan haber ve içeriklerin tüm hakları saklıdır ve buradaki bilgiler sadece bilgilendirme amaçlı olup, kullanımına, uygulanmasına, satın alınmasına, delil gösterilmesine veya tavsiye edilmesine aracılık etmez. Sitemizdeki bilgiler, hiç bir zaman kesin bilgi kaynağı olmayıp, kullanıcılar tarafından eklenmiştir veya yorumlanmıştır. Buradaki bilgiler sitemizin asıl görüşlerini içermeyebileceği gibi hiçbir taahhüt ve tavsiye yerine de geçmez.
Ocak - 2024