Panik aşamasında hastada görülen bazı belirtileri sıralayacak olursak; Çarpıntı, terleme, nefes alamama, kendini boğuluyormuş gibi his etme, baş dönmesi, terleme, aniden ateş basması ve üşüme, bulantı, göğüs ağrısı, bedenini ölüyormuş gibi hissetme ve ölüm korkusu olarak sıralayabiliriz.

Panik bozukluğu, hastanın sık sık tekrarlanan panik nöbetleri yüzünden günlük işlerini, adeta yapamaz hale gelir. Panik atak geçirmiş kişilerin en büyük korkularından birisi de aynı durumu tekrar yaşayabilme korkusudur. Bu yüzden panik yaratabilecek durumlardan oldukça uzak durmaya çalışırlar. Bu hastalar, panik yaşayacakları korkusuyla evden hiç çıkmamaya gayret gösterirler. Çıktıklarında başına bir şey geleceğini düşünürler. Bu şekilde hastaların sosyal hayattan kopmaları görülür. Hasta kendisini diğer kişilere bağımlı his eder. Yalnız başına evde duramaz veya bir yere gidemez, işine gidip gelemez duruma da gelebilir.

Kısacası, panik atağın belli bir kısmı kadarı hayatımızı devam etmemiz için gerekli olduğu, fakat fazlasını zararlı olduğunu söyleyebiliriz. Panik bozukluğuna tam olarak neyin sebep olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte, bazı faktörlerin panik bozulmaya sebep olduğu söylenmektedir. Bular; Genetik faktörler, yoğun stres, taciz ve travma, ilaç ve uyarıcı maddeler ve beyin fonksiyonları olarak sıralayabiliriz.