Uyku, gün boyunca yorulan vücudun ve yıpranan sinir sisteminin yenilenmesi ve dinlenmesi için hayati öneme sahip bir süreçtir. Bu süreçte ortaya çıkan sorunlar, vücudun kendini yenilemesine imkân vermez ve kişi hem ruhsal hem de fiziksel olarak kendini kötü hisseder.

Günlük uyku ihtiyacı kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Yetişkin insanlar için ortalama uyku süresi genellikle 7-8 saattir. Ancak bazı insanlar 3-4 saatlik uyku ile kendilerini dinlenmiş hissederken, bazıları 10 saat uyuduğu halde hala yorgun hissedebilir. Yaşlı insanların vücut fonksiyonları yavaşladığından ve gün boyu pek fazla hareket etmediklerinden dolayı, uyku süreleri genellikle daha azdır. Sıkıntı ve stres yaşayan kişiler daha fazla uyuma eğilimindeyken, enerjik ve neşeli kişiler daha az uyuyabilir.

Uyku bozuklukları yalnızca az uyumakla değil, aşırı uyuma haliyle de kendini gösterebilir. Kişi, günlük ihtiyacından fazla uyuduğu halde kendini uykusuz hisseder, uyanmakta ve hayata adapte olmakta güçlük çeker. Bu durumda başkalarının desteği ile uyanmak zorunda kalabilir.

Uyku bozukluklarının birçok psikolojik ve biyolojik sebebi vardır.

Bu tür sorunlar rahatlamayı zorlaştırır ve uyku düzenini olumsuz etkiler.

Depresyon, uyku bozukluklarının en önemli ve başlıca nedenleri arasında yer alır. Depresyondaki bir kişi zor uyur, geceleri sık sık uyanır ve sabahları çok erken kalkar. Bu da onun daha çok endişe duymasına neden olur. Ayrıca akşamları fazla miktarda tüketilen çay ve kahve de çoğu zaman uykusuzluğa yol açabilir.

Uykusuzluğa iyi gelen bazı bitkiler:

Uykusuzluğun nedenleri tespit edilip tedavi edilmezse, kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, inme, fazla kilo alma ve yoğun terleme gibi sağlık sorunları ortaya çıkabilir.