Anoreksiya, bir tür yemek yeme ve sağlıklı beslenememe bozukluğu hastalığıdır. Hasta kilo alma korkusu yaşayarak bilerek kilo verir ve yemek yemeyi adeta hayatın gereksiz bir olayı olarak algılar. Kilo kaybı çok fazla ya da hayati risk yaratabilecek şiddette olabilir. Anoreksiya yeme bozukluklarında en sık görülen türlerdendir. Günümüzde bir hayli yaygın olarak seyreden anoreksiya neredeyse her 20 gençten birinde görülmektedir. Ancak hastalık yalnızca gençleri değil her yaş grubunu olumsuz etkileyebilir. Son yıllarda hastalık kadınlara nazaran erkeklerde daha fazla görülmektedir. Hasta yemek yedikten sonra kendini kötü hisseder, yemek yerken kendini sınırlandırır.
Anoreksiya nedenleri nelerdir?
Anoreksiya hastalığının neden kaynaklandığı kesin olarak bilinmemektedir. Farklı nedenler hastalığa birlikte yol açabilir. Hastalığa yol açabilecek nedenler şu şekilde sıralanabilir;
Medya ve toplum baskısı: Bu tür olaylar kişide zayıflığın bir gereklilik ya da üstünlük olarak algılanmasına yol açabilir. Bu nedenle de hastalık batı ülkelerinde daha fazla görülmektedir.
Aile ve çevre: Kişinin aile ve çevresi anoreksiya hastalığında önemli bir etken olabilir. Hastalığa sahip olan kişilerin kendine olan saygı ve sevgisi oldukça kısıtlıdır. Kişi kendini genellikle mükemmel hisseder. Bozuk aile ilişkileri, farklı duygular ve davranışlar anoreksiya hastalığını tetikleyebilir.
Genetik: Genetik etkenler anoreksiya hastalığında etkili olabilir. Bu düşünce tek yumurta ikizlerinden yola çıkılarak ortaya konulmuştur. İkizin birinde anoreksiya hastalığı varsa diğerinde gelişme olasılığı yaklaşık %50 civarındadır.
Anoreksiya belirtileri
Anoreksiya hastalığında ortaya çıkan belirtilerin büyük kısmı açlıktan ve yetersiz beslenmekten dolayı ortaya çıkmaktadır. Hastalığa sahip olan kişilerde görülen ortak özellikler şu şekilde sıralanabilir;
- Yemek yendikten sonra saklı bir şekilde kusmak
- Kilo verdiklerini saklama eğilimi
- Düzensiz uyku ve üşüme
- Konsantrasyon bozukluğu
- Gün içinde defalarca tartılma isteği
- Yemek yedikten sonra devamlı kilo durumunu düşünme
- Diğer insanların yemek yeme konusuna takıntılı olma
- Ne kadar yemek yedikleri hakkında yalan söyleme
Yetersiz beslenme nedeniyle yaşanabilecek belirtiler
- Anoreksiyalı kadınlarda adet dönemleri düzensiz gerçekleşebilir. Bazı hastalarda ise kısırlık problemi yaşanabilir. Bu durum tamamen yetersiz beslenme nedeniyle hormonlarda yaşanan düzensizliklerden kaynaklanmaktadır.
- Hasta sürekli kustuğu ve fazla laksatif kullandığından dolayı vücut içi kimyasallarda dengesizlikler yaşanabilir. Potasyum düşüklüğü yorgunluk hissine, kalp ritim bozukluğuna, zayıflığa ve böbrek rahatsızlıklarına yol açabilir.
- Hastalarda yetersiz beslenme nedeniyle kemik incelmesi görülebilir. Bu durum kalsiyum ve D vitamini eksikliği nedeniyle oluşum gösterir. Hastanın kemikleri en ufak bir olay karşısında kolaylıkla kırılabilir. Hastada adet döngüsünde problemleri östrojen eksikliği nedeniyle yaşanır. Östrojen hormonu kadını kemik erimesine karşı koruyan bir hormondur. Adet döngüsü yaşanmadığında östrojen miktarında azalma yaşanır.
- Aşırı miktarda laksatif alımı bağırsak problemlerinin yaşanmasına neden olur. Laksatif bağırsak kaslarını ve sinir uçlarını olumsuz etkiler ve bu durum karşısında geçmeyen kabızlık ve karın ağrısı yaşanabilir.
- El ve ayaklarda yaşanan şişlikler vücutta yaşanan sıvı eksikliği ya da düzensizliğinden dolayı ortaya çıkabilir.
- Diş problemleri anoreksiya hastalarında yaygın bir şekilde görülebilir. Kusma nedeniyle ağız geri dönen mide asidi diş minelerini olumsuz yönde etkileyebilir.
- Hastalarda yetersiz beslenme nedeniyle anemi yani kansızlık hastalığı yaşanabilir. Bu durum demir eksikliği nedeniyle ortaya çıkar. Bu probleme maruz kalan hasta kendini yorgun ve halsiz hisseder.
- Depresyon anoreksiya hastalığında görülen en yaygın belirtilerden biridir.
- Anoreksiya hastalarında saç ve cilt problemleri de yaygın bir şekilde görülebilir. Saçlar saha zayıf ve güçsüz olurken, cilt oldukça sert ve kuru olur.
Anoreksiya tedavisi
Anoreksiya tedavisinde amaç, hastalık nedeniyle oluşan risk ve belirtileri en aza indirmektir. Hasta kilo almaya ve sağlıklı beslenmeye teşvik edilir, hastalık nedeniyle yaşanan belirtiler azaltılmaya çalışılır ve hasta hem fiziksel hem de ruhsal olarak güçlendirilmeye çalışılır. Anoreksiya hastalığı, psikolog, psikiyatrist, hemşire ve diyetisyenlerin bulunduğu bir grup uzman personel tarafından rutin aralıklar ile kontrol edilir.
Hastaya sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmak tedavide ilk adımdır. Hastaya düzenli yemek yedirmeyi sağlamak önemlidir. Yemek yerken porsiyonlar az olabilir. Ancak günde 3 öğün yemek yemek tedavi için önemlidir. Hasta kendi ve çevresine karşı yediği yemek miktarında dürüst olmalı, hastanın kendini tartma alışkanlığı azaltılmalıdır.
Psikolojik tedavi: Bilişsel anlitik terapi, psikoterapi, odaksal psikodinamik terapi anoreksiya tedavisinde kullanılan tedavi seçeneklerindendir. Konuşma terapisi yapılarak hastanın hastalığa nasıl yakalandığı hakkında konuşulur. Yemek yeme ve kilo üzerinde hastanın hakim olduğu düşüncelerin yanlış olduğu aşılanır. Hasta duygusal anlamda tedavi edilmeye çalışılır. Tedavi birkaç ay boyunca düzenli seanslar eşliğinde devam eder.
Antidepresan ilaçlar: Antidepresan ilaçlar konuşma terapileri ile birlikte devam edilir. Henüz 18 yaşına ulaşmamış hastalar için antidepresan ilaç kullanımı uygun görülmez.
Fiziksel ve diş problemleri için, diş tedavisi, potasyum takviyesi, su tabletleri kullanımı uygun görülür. Hastanın adet döngüsünü düzenlemek ve kemiklerini güçlendirmek amacıyla östrojen tedavisi uygulanır. Bu tedavi doğum kontrol hapları ile gerçekleştirilir.